logoİncilanaliz

Dünya

Dunya I

DÜNYA

Yaşadığımız dünya için Tanrı’nın planı nedir? İnsanlık olarak nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Bu soruların cevabını bulmak için ta dünyanın başlangıcına dönmemiz lazım….

26 Tanrı, “Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım” dedi, “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.” 27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı, onu Tanrı’nın suretinde yarattı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı. 28 Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” dedi, “Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.” (Yaratılış 1:26-28; Kutsal Kitap)

Evrenin Egemeni evreni Yaratandır. Tanrı’nın suretinde insan yaratıldı. İnsanın dünya üzerine egemenlik sürmesi Tanrı’nın planıdır. O’nun suretinde yaratıldığımıza göre bu görev için gerekli niteliklerle donatılmış olarak yaratıldık.

15 RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem’i oraya koydu. 16 Ona, “Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin” diye buyurdu, 17 “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.” (Yaratılış 2:15-17; Kutsal Kitap)

Neden Tanrı insanın iyiyle kötüyü bilme ağacının meyvesini yemesini yasakladı?

Yalnız Tanrı mutlak iyiliğe sahiptir. İsa’nın dediği gibi, “…Tek Biri hariç – O da Tanrı’dır – başka hiç kimse iyi değildir” (Markos 10:18; Luka 18:19 ile paralel). İnsan mutlak iyiliğe sahip olarak yaratılmadı. İnsan kötüyü seçebilir. Ama insan bu bilgiyi kaldıracak güçte yaratılmadıysa Tanrı o ağacı neden bahçeye koydu?

Dünyanın yaratılışından önce kritik bir olay oldu. Ayrıntıları tam olarak bilmiyoruz ancak ipuçları var. Yaratılış 1:1-3 (Kutsal Kitap) şöyle diyor: Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı’nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu. Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu. Yaratılışta neden ışıktan önce karanlık vardı? Yeşaya 14:12-14 ayetlerinin anlattığı olay bize ipucu verebilir: “Ey parlak yıldız, seherin oğlu, göklerden nasıl da düştün! Ey ulusları ezip geçen, nasıl da yere yıkıldın! İçinden, ‘Göklere çıkacağım’ dedin, ‘Tahtımı Tanrı’nın yıldızlarından daha yükseğe koyacağım; ilahların toplandığı dağda, Safon’un doruğunda oturacağım. Bulutların üstüne çıkacak, Kendimi Yüceler Yücesi’yle eşit kılacağım’” (Kutsal Kitap). Şeytan görevli bir melekti ama kendisini Tanrı’yla eşit kılmak istedi. Bu günah Adem’in günahından önce olup yaratılıştaki ilk karanlığın kaynağı olabilir. Şimdi sıra insana geldi. Dünyada egemenliğin sahibi olarak kalması için Adem’in Şeytan’ın günahına düşmemesi lazımdı. Tanrı’ya ait olan bir hakkı gasp etmeye el uzatmaması lazımdı. Yasaklanan ağaç gerekli olan bu sınırın fiziksel ifadesiydi. Şeytan Havva’yı ayartmaya çalıştığı zaman, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi, “çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız” (Yaratılış 3:4-5; Kutsal Kitap). Tanrı “kesinlikle ölürsün” dedi. Şeytan “kesinlikle ölmezsin” dedi. Tanrı “iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme” dedi. Şeytan "o ağacın meyvesini yediğinizde…iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız” dedi. İnsan Tanrı’nın sözüne güvenip Tanrı’ya itaat edecek mi yoksa Şeytan’ın işlediği günahı insan da işleyecek mi? İnsan bu dünyada egemenlik hakkına layık olacak mı yoksa bu hakla yetinmeyerek Tanrı’ya ait ve insanın kaldıramayacağı bir hakkı elde etmeye mi çalışacak?

6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. 7İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. 8 Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. 9 RAB Tanrı Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi. 10Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi. 11 RAB Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?” (Yaratılış 3:6-11; Kutsal Kitap)

Adem ve Havva Tanrı’nın yasakladığı meyveyi yediler. Tanrı “…ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün” demişti. Ama o gün öldüler mi? Fiziksel olarak o gün ölmediler. Fiziksel ölümden başka bir ölüm var mı? Adem ve Havva günah işleyince ne değişti? Çıplak olmaktan utandılar ve Tanrı’dan korkup gizlendiler. Utanç ve korku… Tanrı’yla insanın ilişkisi koptu. Ruhsal ölüm budur. Kendilerini örtmek için incir yaprakları dikip önlük yaptılar ama onların çabaları hissettikleri utancı ve korkuyu gideremedi. İnsani çabalarla – dine bağlı da olunsa – ruhsal ölüm giderilemez.

17 RAB Tanrı Adem’e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. 18 Toprak sana diken ve çalı verecek, yaban otu yiyeceksin. 19 Toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.” (Yaratılış 3:17-19; Kutsal Kitap)

İnsanın bahçedeki hayatı sona erdi. Fiziksel ölüm de Adem’in günahının sonucu olacak. Toprak da etkilendi. Anlamlıdır ki; İsa çarmıhta insanın günahını üstlendiğinde askerler dikenlerden örülmüş bir tacı İsa’nın başına koydu.

RAB Tanrı Adem’le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi. (Yaratılış 3:21; Kutsal Kitap)

İnsanın günahının getirdiği utanç nasıl giderilebilir? Sadece RAB bu utancı giderebilir ve bu yalnızca kurban yoluyla mümkündür. İnsanın utancının kaldırılması bir kurbanın ölmesini gerektirdi.

“Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.” (Yaratılış 3:15; Kutsal Kitap)

Tanrı bu sözleri insanı ayartan yılana söyledi. Kadının soyu Şeytan’ın başını ezecek. İnsani babası olmayan Mesih Şeytan’ı etkisiz hale getirecek. Şeytan Mesih’e saldıracak ama bu sadece Mesih’in topuğuna bir saldırı niteliğindedir. Mesih ölümden dirilecek.

12 Bu yüzden, tek bir insan vasıtasıyla günahın ve günah vasıtasıyla ölümün dünyaya girdiği gibi, (ve aynı şekilde bütün insanlara ölüm yayıldı çünkü hepsi günah işledi. 13 Çünkü Yasa'dan önce dünyada günah vardı ama yasa yokken günahın hesabı tutulmaz. 14 Fakat Adem’den Musa’ya dek, gelecek olan Kişi’yi resmeden Adem’in ihlâlinin benzerliğinde günah işlememiş olanlar üzerinde de ölüm hüküm sürdü... ) (Romalılar 5:12-14)

Adem ve Havva Tanrı’nın yasakladığı meyveyi yedikleri gün ruhsal olarak öldüler. Zamanla fiziksel olarak da öldüler. Ama bu olay bizi nasıl etkiledi? Adem’in günahının bizimle ne alakası var? Adem’in ruhsal ve fiziksel ölümü bütün insanlara yayıldı çünkü hepsi günah işledi. Ancak yasa mevcut değilken günahın hesabı tutulmuyorsa, Musa’dan önce yaşamış olan insanlar neden öldüler? Yani Adem Tanrı’nın verdiği emre karşı suç işledi. Ama Adem’den sonra Musa’ya dek bir yasa yoktu. Musa’dan önce cinayet, hırsızlık, zina, yalancı tanıklık ve diğer her çeşit günah vardı ama o davranışları suç olarak belirten bir yasa Tanrı’dan henüz verilmemişti. O zaman neden Adem’den sonra ama Musa’dan önce ruhsal ve fiziksel ölüm vardı? Atamız olarak Adem Tanrı önünde bizim temsilcimizdi. Adem’in günahı onun bütün soyunun hesabına yazıldı. Sonra kutsal Yasa Musa’ya verilince insanların diğer günahları da sayılmaya başlandı. Bu ayetlerde geleceğinden bahsedilen Kişi İsa Mesih’tir. Adem’in soyundan gelmedi çünkü insani babası yoktu. Adem gibi, Mesih de Tanrı’nın emrine (Musa’ya verilen Yasa'ya) karşı sorumluydu ama Adem’den farklı olarak Mesih günah işlemedi. Adem’in bütün soyuna – Musa’dan önceki ve Musa’dan sonraki soyuna – ölüm, hem ruhsal hem de fiziksel, yayıldı.

Öyle ki günahın ölümde hüküm sürdüğü gibi Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla lütuf da doğrululuk yoluyla ebedi hayat için hüküm sürsün. (Romalılar 5:21)

Günah ölümde egemenlik sürdü. Günah arkasında Şeytan vardır. Tanrı’nın planına göre insan bu dünyada egemenlik sürecekti. Egemenlik sürmekle insan Tanrı’nın egemenliğini yansıtıp Tanrı’ya yücelik getirecekti. Ama insan ruhsal ölümde kaldı. Günahın kişisel kuvvet sahibi Şeytan ölü insanın düşürdüğü egemenlik asasını gasp edip ölü insanlığın kuklacısı oldu. Yuhanna aynı şeyi söyledi: bütün dünya kötü olandadır (1. Yuhanna 5:19).

Bu vahim durumda Tanrı’nın planına ne olacak?

1 Siz suçlar ve günahlarla ölüydünüz. 2 Bu dünyanın çağına, havanın hükümranlığının ve itaatsizlik oğullarında şimdi etkin olan ruhun reisine uyarak, o suçlar ve günahlarda daha önce yürüdünüz. (Efesliler 2:1-2)

“Havanın hükümranlığının reisi” Şeytan’dır. Tanrı’nın sözüne karşı gelmiş bütün insanlarda Şeytan’ın ruhu etkindir. Adem’in soyundan gelmiş her insan ruhsal olarak ölüdür. Ama bu ayetlerde Pavlus “ölüydünüz” (geçmiş zaman) dedi. Hitap ettiği insanlar ruhsal ölümden nasıl kurtuldular? Bu ayetlerin devamı anlatıyor:

3 Bizler de, hepimiz o insanlar arasında günaha bulaşmış bedenlerimizin ve niyetlerimizin isteklerini yaparak bedenin günah eğiliminin arzularında daha önce hayat sürdürdük. Diğerlerinin de olduğu gibi, doğamızda gazap çocuklarıydık. 4-5 Ancak biz suçlarla ölüyken bile Tanrı, merhamette zengin olup bizi çok sevdiği sevgisinden ötürü Mesih’le beraber bizi diriltti. Lütufla kurtulmuşsunuzdur. (Efesliler 2:3-5)

Ruhsal ölümün kaynağı günahtır. Günahlarımızın arınması için Tanrı bir yol açtı.

“Dünya” konusunun ikinci bölümünde insanlığın tarihi ve geleceği üzerine bu gerçeğin etkisini daha fazla düşüneceğiz.

Dünya (II)